Mezuniyete ramak kala..
Merhabalar,
Ve Ankara macerasının sonuna geldik sanırım.. Koskoca iki yılı yedik bitirdik mi şimdi he ? İster inanın ister inanmayın ama geriye baktığımda nasıl geçtiğini bile anlamadığım bir iki yıl görüyorum.. Daha dün gibiydi, Tercihlere bakıp Hacettepe Üniversitesi adını görmem. Kayıt sırasında bekleyiş ve ardından Ankara'dan ilk postum. Bu yazıyı yazarken şuan gözlerimin önünden geçiyor..
Bir sürü soru işareti ile geldiğim Ankara'dan bir sürü güzel anı ve bir sürü güzel dost ile ayrılacağım.. Kim bilir Türkiye'nin neresinde, hayatın hangi noktasında bir daha karşılaşacağız ? Veya karşılaşacak mıyız ?! Şahsen ben veda etmeyi becerebilen bir insan değilim, pek sanmıyorum veda etme konusunda iyi olan biri çıksın fakat 29 Mayıs günü geldiğinde buradan nasıl ayrılacağımıza dair hiç birimizin aklında net bir düşünce olmadığına eminim..
Okulumuzda ki hocalarımızın da içten tutumlarını ve yakınlıklıklarını da söylemek gerekir. Başta bölüm hocamız Onur ULUSOY 'a bu konuda teşekkür, saygı ve minnetlerimi tüm arkadaşlarımın adına buradan iletmek istiyorum.
Meslek yüksek okulumun olduğu Bala ilçesinin insanına da değinmeden geçmek ayıp olur. Burayla ilgili gelmeden çok atıp tuttu millet açıkcası. FAKAT ! İnsanlarının mertliği, dürüstlüğü ve yardımseverliği takdire şayan . Başta İlçe Belediye Başkanı Sn. Halil İbrahim GÜRBÜZ olmak üzere tüm Bala halkı kendi evlatları yerine koyup iki yıl boyunca bağırlarına basıp bir dediğimizi iki etmediler. Allah hepsinden razı olsun !
Size bu yazıyı sabaha kadar yazabilir, hatta otursak saatlerce konuşabilirim. Burada ki hangi insanı tarif etmeye yeter blog bilmiyorum. Sadece hepsini tanıdığım için kendimi şanslı sayıyorum. Hayatıma büyük artı getiren bu insanların varlığını hissetmenizi sağlamak için onları anlatmama gerekte yok belki. Sadece sizlerinde bu anıları yaşadığınızı biliyorum. Onları, o anıları ve o insanları düşünün işte. O zaman isimlerin değil kişilerin, düşüncelerinin ve sevgilerinin önemli olduğunu anlayacaksınız..
Bu yazıyı okuyanların arasında illa üniversite okumuş bitirmiş insanlar vardır. Bizim üniversite ortamımız başkaydı. Üç bölümlük bir kampüs yaklaşık olarak 300 öğrenci. Doksan kişilik yurt ve büyük bir kısmınız il dışından gelmişsiniz. Ankara ya inmek için tıka basa otobüste bir buçuk saat yol gitmelisiniz. Bu nedenledir ki zamanınızın çoğunu yurtta geçiriyorsunuz. Bağı bir düşünün ! İki yıl boyunca her gülümsemeniz de yan yanasınız .. Her gözyaşınızda omuz omuzasınız.. Başarılarda, kayıplarda ! Bu işte tam anlamıyla aile olmaktır. Bunu ana kampüste okuyan anlamaz, anlayamaz. Anlasa da 3 arkadaşlardır. Biz burada 90 kişinin belki ellisinden bahsediyoruz.
Bu yazıyı olayların dışında olup okuyan kaç kişi anlayabilir emin olun bunun hakkında da tek bir fikrim yok. Fakat şunu iyi biliyorum ki bu olayların içerisinde olup bu yazıyı okuyan bir kişi ya bir iç çekecek yada bir sigara yakacaktır.
İki yıl boyunca yaptığım veya neden olduğum herhangi bir yanlışlık hata varsa tekrar özür dilerim. Siz dostlarım, Siz ! Anlatmakla bitmezsiniz ! Yüzünüzde ki gülümseme hiç eksik olmasın..
Saygı ve sevgilerimle ...
Ve Ankara macerasının sonuna geldik sanırım.. Koskoca iki yılı yedik bitirdik mi şimdi he ? İster inanın ister inanmayın ama geriye baktığımda nasıl geçtiğini bile anlamadığım bir iki yıl görüyorum.. Daha dün gibiydi, Tercihlere bakıp Hacettepe Üniversitesi adını görmem. Kayıt sırasında bekleyiş ve ardından Ankara'dan ilk postum. Bu yazıyı yazarken şuan gözlerimin önünden geçiyor..
Bir sürü soru işareti ile geldiğim Ankara'dan bir sürü güzel anı ve bir sürü güzel dost ile ayrılacağım.. Kim bilir Türkiye'nin neresinde, hayatın hangi noktasında bir daha karşılaşacağız ? Veya karşılaşacak mıyız ?! Şahsen ben veda etmeyi becerebilen bir insan değilim, pek sanmıyorum veda etme konusunda iyi olan biri çıksın fakat 29 Mayıs günü geldiğinde buradan nasıl ayrılacağımıza dair hiç birimizin aklında net bir düşünce olmadığına eminim..
Okulumuzda ki hocalarımızın da içten tutumlarını ve yakınlıklıklarını da söylemek gerekir. Başta bölüm hocamız Onur ULUSOY 'a bu konuda teşekkür, saygı ve minnetlerimi tüm arkadaşlarımın adına buradan iletmek istiyorum.
Meslek yüksek okulumun olduğu Bala ilçesinin insanına da değinmeden geçmek ayıp olur. Burayla ilgili gelmeden çok atıp tuttu millet açıkcası. FAKAT ! İnsanlarının mertliği, dürüstlüğü ve yardımseverliği takdire şayan . Başta İlçe Belediye Başkanı Sn. Halil İbrahim GÜRBÜZ olmak üzere tüm Bala halkı kendi evlatları yerine koyup iki yıl boyunca bağırlarına basıp bir dediğimizi iki etmediler. Allah hepsinden razı olsun !
Size bu yazıyı sabaha kadar yazabilir, hatta otursak saatlerce konuşabilirim. Burada ki hangi insanı tarif etmeye yeter blog bilmiyorum. Sadece hepsini tanıdığım için kendimi şanslı sayıyorum. Hayatıma büyük artı getiren bu insanların varlığını hissetmenizi sağlamak için onları anlatmama gerekte yok belki. Sadece sizlerinde bu anıları yaşadığınızı biliyorum. Onları, o anıları ve o insanları düşünün işte. O zaman isimlerin değil kişilerin, düşüncelerinin ve sevgilerinin önemli olduğunu anlayacaksınız..
Bu yazıyı okuyanların arasında illa üniversite okumuş bitirmiş insanlar vardır. Bizim üniversite ortamımız başkaydı. Üç bölümlük bir kampüs yaklaşık olarak 300 öğrenci. Doksan kişilik yurt ve büyük bir kısmınız il dışından gelmişsiniz. Ankara ya inmek için tıka basa otobüste bir buçuk saat yol gitmelisiniz. Bu nedenledir ki zamanınızın çoğunu yurtta geçiriyorsunuz. Bağı bir düşünün ! İki yıl boyunca her gülümsemeniz de yan yanasınız .. Her gözyaşınızda omuz omuzasınız.. Başarılarda, kayıplarda ! Bu işte tam anlamıyla aile olmaktır. Bunu ana kampüste okuyan anlamaz, anlayamaz. Anlasa da 3 arkadaşlardır. Biz burada 90 kişinin belki ellisinden bahsediyoruz.
Bu yazıyı olayların dışında olup okuyan kaç kişi anlayabilir emin olun bunun hakkında da tek bir fikrim yok. Fakat şunu iyi biliyorum ki bu olayların içerisinde olup bu yazıyı okuyan bir kişi ya bir iç çekecek yada bir sigara yakacaktır.
İki yıl boyunca yaptığım veya neden olduğum herhangi bir yanlışlık hata varsa tekrar özür dilerim. Siz dostlarım, Siz ! Anlatmakla bitmezsiniz ! Yüzünüzde ki gülümseme hiç eksik olmasın..
Saygı ve sevgilerimle ...
Psikolojimi bozdun lan gözlerim doldu.Ayrılmadan ayrılığı şimdiden yaşamış gibi oldum senin yüzünden.Tüm anılarımız geçti gözümün önünden.Her dakikasıyla yeniden yaşadım o günleri yeniden ve yeniden.Aklıma soktun o lanet soruyu tekrar "Bir daha görüşebilecek miyiz ?" diye.Ve bir şarkı geldi aklıma sana hediyem olsun kardeşim Demir Demirkan – Resim dinledikçe beni bizleri hatırla yaşadığımız günleri hatırla.
YanıtlaSilEyvallah kardeşim.. Sizleri hatırlamak için bir şarkıya ihtiyacım yok ama sağolasın. Elim her titrediğinde orada olacaksın .
YanıtlaSil